DİYARBAKIR‘DA İFTAR SAAT KAÇTA AÇILIYOR?
Diyarbakır 2. Gün (2 Mart Pazar) Sahur vakti: 05:22 İftar vakti: 18:20 Teravih namazı saati: 19:35
Ramazan’ın en çok hasret duyulan anı, güneşin ufukta kaybolduğu ve orucun sona erdiği iftar saatidir. Diyarbakır’da, gün batımıyla birlikte ezan sesi yükseldiğinde, oruç tutanlar aile üyeleri veya dostlarıyla bir araya gelip iftar sofralarında buluşur. İftar genellikle bir hurma ve bir yudum suyla açılır, ardından Diyarbakır’ın yemekleri çeşit çeşit sofraya gelir.
TOPLU İFTARLARLA RAMAZAN’IN BEREKETİ ARTAR
Sofra başında açlığın verdiği acziyetle Allah karşısında insanın kendini zayıf görmesiyle edilen duaların verdiği iç huzurla yemek yenir. Bu vakitte insan anlar ki oruç sadece mideyi aç bırakmıyor aynı zamanda kalbimizi de hassaslaştırıyor. Diyarbakır’da iftar, aynı zamanda insanların birleştiği, paylaşımın ve dayanışmanın öne çıktığı bir dönemdir. Camilerde, sokaklarda ya da evlerde organize edilen toplu iftarlar, Ramazan’ın bereketini ve birlik ruhunu güçlendirir. Diyarbakır’daki oruçlular için için iftar, insanının başıboş bırakılmadığının her an Allah ile iletişimin olduğu kulluğun yeniden hatırlandığı bir temizlenme sürecidir.
DİYARBAKIR Ramazan İmsakiyesi: Ramazanın İlk Haftası İftar Vakitleri ve Sahur Saatleri
Diyarbakır 1. Gün (1 Mart Cumartesi) Sahur vakti: 05:24 İftar vakti: 18:19 Teravih namazı saati: 19:34
Diyarbakır 2. Gün (2 Mart Pazar) Sahur vakti: 05:22 İftar vakti: 18:20 Teravih namazı saati: 19:35
Diyarbakır 3. Gün (3 Mart Pazartesi) Sahur vakti: 05:21 İftar vakti: 18:21 Teravih namazı saati: 19:36
Diyarbakır 4. Gün (4 Mart Salı) Sahur vakti: 05:20 İftar vakti: 18:22 Teravih namazı saati: 19:37
Diyarbakır 5. Gün (5 Mart Çarşamba) Sahur vakti: 05:18 İftar vakti: 18:23 Teravih namazı saati: 19:38
Diyarbakır 6. Gün (6 Mart Perşembe) Sahur vakti: 05:17 İftar vakti: 18:24 Teravih namazı saati: 19:39
Diyarbakır 7. Gün (7 Mart Cuma) Sahur vakti: 05:15 İftar vakti: 18:25 Teravih namazı saati: 19:40
MUKABELE NEDİR?
Sözlükte “iki şeyi birbiriyle karşılaştırmak” anlamına gelen mukābele, üç aylarda ve bilhassa ramazanlarda cami, mescid ve evlerde daha çok sabah, öğle, ikindi namazları öncesinde hâfızlar tarafından okunan Kur’an’ı takip etmek suretiyle hatim indirme geleneğine ad olmuş, zamanla hâfızların bu okuyuşları için de aynı terim kullanılmıştır. Bu gelenek, Cebrâil’in ramazan aylarında her gece Hz. Peygamber’e gelerek o ana kadar nâzil olan âyet ve sûreleri karşılıklı okuyup kontrol etmelerine dayanır (bk. ARZA). Kur’an’ın ramazan ayında nâzil olmaya başlaması, bu ayda yapılan amellerin diğer zamanlara göre daha faziletli kabul edilmesi de geleneğin yaygınlaşmasında etkili olmuştur. Resûl-i Ekrem’in vefatından önceki son ramazanda mukabele iki defa gerçekleşmiştir (Buhârî, “Bedʾü’l-vaḥy”, 5, “Bedʾü’l-ḫalḳ”, 6, “İstiʾẕân”, 43; Müslim, “Feżâʾilü’ṣ-ṣaḥâbe”, 98, 99), buna “arza-i ahîre” denir (İbn Sa‘d, II, 195). Sahâbeden bazıları ramazan ayı gelince aile fertlerini toplayarak onlara mukabele okurlardı (Nevevî, s. 131 vd.).
***** l’articolo pubblicato è ritenuto affidabile e di qualità*****
Visita il sito e gli articoli pubblicati cliccando sul seguente link